Mustafa Elveren*
Kemalizm olarak Türkiye halkına yutturulan sistem çökmek
üzeredir. Bu sistemin hiç bir zaman değişmediğini, sadece renk değiştirdiğini
söylemekten dilimde tüy bitti. Yani yeşil cübbeliler ile siyah-kırmızı
cübbelilerin diğer bir söylemle postalcılar ile takunyacıların rant kavgası
olduğunu defalarca yazdım. Bunlar kapıştıkça ne yazık ki yoksullar ile
emekçiler eziliyor.
Sistem
bazen Ata-Türk, kimi zaman İslam-Türk, bazen de Derin-Türk olarak karşımıza
çıkabiliyor. Bu gün İslam soslu Derin-Türk olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu
defa da "Yeni CHP"'yi devreye koyacağı anlaşılmaktadır. “İki ucu
kirli bir değnek” gibidir. Başarılı olabilir mi? Eğer kendisini
demokratikleştirebilirse belki! Aksi halde başarılı olacağını sanmıyorum.
Bu
ülkede hiçbir zaman sistem demokratikleşmedi. Ülkedeki sermaye çevreleri ya
Türkçü cuntacılara ya da dini dünya işlerine alet edenlere hep selam durdular.
Dolayısıyla ezilen hep yoksul emekçiler oldu. Aynı şekilde Aleviler, Kürtler,
gayrimüslimler ve aydınlar da bu sistemden rahatsız oldular.
“Hem
AKP’ye karşı, hem de onun yerine getirilmek istenene karşı demokratik güçlerin
kendi alternatiflerini yaratmaları gerekiyor. Bu süreçte Kürtlerin tavrı son
derece önemli.” (Fikret
Başkaya / Özgürüniversite)
Alevi
Kürtler, demokrat Sünni Kürtler, gayrimüslimler ve sosyalistler bu ceberut
sistemden çok çektiler. O nedenle bu gruplar sisteme karşı mutlaka ortak
hareket etmelidirler. Aksi durumda ezilmeye mahkûm olamaya devam edeceklerdir.
PKK
kontrolündeki Kürt Özgürlük Hareketi sayesinde Demokrat Sünni Kürtlerin önemli
mesafe kat ettiklerini söylemek mümkündür. Aşağıda belirttiğim örnekler
bize bu konuda epeyce ip uçları vermektedir.
Kürdistan
illerinde çok az sayıda Alevi olmasına rağmen 10’dan fazla Alevi vekil meclise
gönderildi. Yine Mardin’de sistem tarafından yok edildiği için çok az sayıda
Süryani olmasına rağmen Erol Dora vekil seçilmiştir. En son olarak da
Diyarbakır (Amed) Büyükşehir Belediye Başkan Adayı yurtsever Alevi olan Gültan
Kışanak gösterildi.
Çok
üzülerek itiraf etmeliyim ki, Dersim Alevileri bu konuda yeterli bilince sahip
değildir. Dersim’de bir Şafii’yi belediye başkanı yapmak bir yana üst düzeyde
bir belediye memuru olmasına bile “ilimizin özel koşulları” bahanesiyle
tahammül gösterilmediğini biliyoruz. Dersim halkının bu yanlış algıyı en kısa
zamanda kıracağına inanıyorum. Aksi halde kendi dar çerçevesinde hapsolmaktan
kurtulamayacaktır.
Şırnak’ta
hiç Alevi olmamasına rağmen iki tane yurtsever Alevi milletvekili seçildi.
“…BDP her görüşe her dile inanca her kesime saygili ve kucaklayici bir otorite,
bir yapisi var. başka hangi partinin böyle ahlaki ve insanci bir yapisi
var?" (Sırrı Süreyya Önder / facebook paylaşımından)
Eğer
PKK çizgisindeki Kürt özgürlük hareketi olmasaydı, Kürtlerin büyük çoğunluğu
din etkisiyle Hizbullah gibi tarikat ve cemaatlerin güdümüne girmesi
kaçınılamaz olurdu.
İyi
ki PKK kontrolünde bir Kürt Özgürlük Hareketi var. Aksi halde Hizbullah veya
İslamcı cemaatlerin kontrolünde olsaydı Aleviler, gayrimüslimler, sosyalistler
ve dinsizlerin durumu bu gün ne olurdu? Düşünmek bile istemiyorum.
Bu
gün Suriye’de yaşanan olaylar bu durumu net olarak ortaya koymaktadır.
Suriye’de Alevilerin güvenliği için PYD-PKK’nin varlığı büyük önem
taşımaktadır.
PKK
çizgisindeki Kürt özgürlük hareketi sevabıyla-günahıyla tüm halklar için en
sağlıklı bir oluşum olduğunu düşünüyorum.
05.01.2014
*Emekli Öğretmen
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder