Hasan Bildirici
Geçtiğimiz günlerde Türkiye’ye dönen Yaşar Kaya, çeşitli
konularda T24 internet gazetesinin sorularını yanıtladı. Muhtemelen bir çok
arkadaş bu röportajı okumuştur. Röportajda Özgür Gündem gazetesinin kuruluşuna
ilişkin Yaşar Kaya’nın açıklamaları var. Bu açıklamada benim de ismim geçiyor.
Ayrıca Özgür Gündem gazetesinin kuruluşunda yer aldığım için, yeri gelmişken
gazetenin kuruluş sürecine ilişkin bazı bilgileri vermem gerekiyor. Önce Hazal
Özvarış’ın konuyla ilgili sorduğu sorulara ve Yaşar Kaya’nın verdiği cevaplara
bakalım.
Hazal Özvarış: Kürt hareketinin en kalıcı ve etkili
oluşumlarından Özgür Gündem nasıl kuruldu, siz nasıl başına geldiniz?
Yaşar Kaya: Nuriye Akman’ın gazetenin çıkışının haftasında
benimle yaptığı bir röportaj var Hürriyet’te. Birinci soru şu: “Yaşar Bey sizin
ticarette veya siyasette hiçbir başarınız yok. Siz gazetenin başına nasıl
geldiniz?” Ben de dedim ki: “Hanımefendi ben okuduğum bütün okulları iyi
derecelerle bitirdim. Siemens’te 11 yıl çalıştım, imparatorluk gibi bir şirket
idare ettim. Başarı daha nasıl olur?”
Bundan 14 yıl sonra öğreniyorum ki Abdullah Öcalan Beyrut’ta
5-6 kişi arkadaşlarıyla toplantı yapıyor. Haftalık gazetenin sahibi Serhat
Bucak, günlük gazetenin sahibi kim olacak? Öcalan konuşunca kimse onunla
konuşamıyor. Hasan Bildirici diyor ki “Yaşar Kaya olmalı.” Öcalan niye diye
sorunca “Arkadaşımız 40 yıldır İstanbul’da oturuyor. Bab-ı Ali’yi biliyor. Bir
de temsil kabiliyeti var.” İyi diyor, o olsun. 14 yıl sonra anlıyorum neden gazetenin
sahibi olduğumu. PKK beni yararlı bulmasa o gazetenin başına getirmez.
‘18 ayda 24 cenaze’
Benim sahipliğini yaptığım gazete Kürt tarihinde efsane bir
gazetedir. 18 ayda 24 cenaze vermiştir. Yılmamıştır, büyük bir iş yapmıştır.
Bunun Kürdistan’daki silahlı mücadelenin terör olmadığını, Kürtlerin ulusal
demokratik hakları için ayaklanan bir silahlı örgüt olduğunu hem Türkiye’ye,
hem dünyaya göstermiştir. Kurşunlar uçuşuyordu, biz çalışıyorduk. Kim ölecekti
bilmiyorduk. Ben bunu, Yaşar Kaya olarak değil, bir Kürt olarak başarı olarak
görüyorum.
- Gazetenin
sermayesi nasıl organize edildi?
Gazetenin
yüzde 25 hissesi bana aitti. Behçet Cantürk’ün yüzde 5 hissesi vardı,
ilgilenmedi, bana devretti. PKK’nin de burada yatırımı vardı.
***
Sorular ve Yaşar Kaya’nın verdiği cevaplar
böyle. Yaşar Kaya’nın Özgür Gündem, DEP ve Sürgünde Kürdistan
Parlamentosu’ndayken verdiği dirençli mücadeleyi yakından biliyorum. Ayrıca 25
şehidi olan gazeteyi birlikte kurup yönettik. Görüş ayrılıklarının olması Yaşar
Kaya’nın o yıllarda verdiği mücadeleyi gölgelemez. İkimiz de Türk devleti
tarafından hazırlanmış “Öldürülecek Kürtler” listesindeydik. Öldürülmek için
dışarıda ne kadar takip edildik bilmiyorum, ama öldürmek için tetikçinin
gazeteye kadar girdiğini biliyorum. Tetikçi, arkadaşlar tarafından
sorgulanırken, benle Yaşar Kaya ahşap bölmeli diğer odadan tetikçinin
anlattıklarını dinliyorduk.
Özgür
Gündem gazetesinin kuruluş aşamasında iki kez Şam'da, bir çok kez de telefonla
Öcalan ile görüştüm. Yaşar Kaya’nın röportajda söylediği gibi, Beyrut’ta,
beş-altı kişinin katıldığı toplantılar yapmadık. Görüşmeleri Şam’da yapıyorduk
ve ikimiz yalnızdık. Öcalan, daha çıkışından itibaren gazeteye damgasını vurmak
istiyor, gazetecilik yapmak isteyen veya PKK’ye mesafeli olan bir kısım
personel ise gazetenin PKK ve Öcalan’a mesafeli olmasını istiyordu. Ben
gazetenin PKK ile bir şekilde bağlantı halinde olmasını savunuyor, ancak gerçek
anlamda da gazetecilik yapılmasını istiyordum. Parayı PKK verecek, ama gazete
üzerinde PKK’nin hiç söz hakkı olmayacaktı, bu mümkün değildi.
Kuruluş aşamasında bu nedenle personal değişikliğine
gidildi. Bu personel değişikliğinden dolayı Öcalan ile gerilimlerimiz ve
tartışmalarımız oldu. Bir de bunun için Şam’a gitmek zorunda kaldım.
Günlük gazetenin kuruluş ilanı haftalık Yeni Ülke
gazetesinde Serhat Bucak üzerinden yapıldı. Serhat Bucak, Yeni Ülke’nin sahibi
ve sözcüsü idi. Hakkında bir çok dava açılmıştı. Her an tutuklanabilirdi.
Yayına yeni başlayacak Özgür Gündem için yeni bir isime ihtiyaç vardı. Bu isim,
Yaşar Kaya’nın da belirttiği gibi, toplam hissenin % 25’ine sahip olmakla
gazetenin yasal sahibi ve sözcüsü olacaktı. İlk gidişimde Öcalan ile bu konuyu
görüştük. Henüz netleşmemiştik. Serhat Bucak’a güveniyor, ancak Yeni Ülke gazetesinden
getireceği davalarla tutuklanabileceğini düşünüyorduk. Gazete zaten onlarca
Kürt işadamının isminin geçtiği bir şirket ortaklığı olarak görünüyordu. Behcet
Cantürk ve Yaşar Kaya da bu isimler içerisindeydi. Daha sonra devlet tarafından
kullanılacağını bildiğimiz için ortakların hiç birinden bir kuruş para almadık.
Behcet Cantürk’ün bizi finanse ettiği büyük bir yalandı. Avrupa’daki Kürt
örgütlenmesi ilk elden 630 bin mark para aktarmıştı. Bu yetmeyince 300 bin mark
civarında bir para daha geldi. Özgür Gündem gazetesi bu parayla kuruldu, bu
para Avrupa Kürt yurtseverliğinin alın teriydi.
Yaşar Kaya’nın hissesinin % 25’e çıkarılarak, gazenin
imtiyaz sahibi olması düşüncesi, bana ve Halkla İlişkiler Müdürü Ramazan Ülek’e
aittir. Şişe altı kalınlığında gözlük kullanan Ramazan’la prensip anlaşmasına
vardıktan sonra, ben o ara yeniden Şam’a gittim. Gitmeden once Yaşar Kaya ile
gazetenin sahipliği konusunda anlaştık. Kendisinden Öcalan’a kaçak sınır
geçeceğim için taşınması kolay bir mektup yazmasını rica ettim. El yazısı ile
yazdı mektubu, oku dedi, okumadım, Öcalan ile birlikte okuyacağımızı belirttim.
Mektubu pantolonumu sökerek kemer kısmına yerleştirdim.
Mektubu Şam’da Öcalan ile birlikte okuduk. Yaşar Kaya
mektubunda, Öcalan ve PKK’yi saygıyla selamlayarak iredesine tabii olduğunu
belirtiyordu. Mektubu okuduktan sonra Öcalan’ın yüzünde tatlı bir gülümseme
belirdi:
“Yaşar Kaya sizce uygun mudur?” diye sordu.
“Uygundur, biz böyle kararlaştırdık,” dedim.
Bir gün sonra Suriye ordusundan Kürt bir binbaşının cipiyle
Şam’dan Suruç sınırına geldim ve bir gün sonra da İstanbul’daydım.
Gündem Gazetesinin kuruluş hikayesi benim cephemden bundan
ibarettir.
----------
Kaynak: Rojeva Kurdistan
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder