Adil
Okay
BASINA
VE KAMUOYUNA!
FİLİSTİN:
“MODERN” DÜNYANIN ORTAK AYIBI
Ve
İsrail’e karşı savaş sürecinde hayatını kaybeden Türkiyeli
devrimciler...
21.
Yüzyılın en büyük ayıplarından biri Filistin sorunu. Sözüm
ona ‘uygar’ batı ve ABD kendi yasalarını bile çiğniyor.
1967′den beri alınan BM kararları yok sayılıyor. 1948’den bu
yana toprakları parça parça işgal edilen ve 1982′de İsrail’in
Lübnan’ı bütünüyle işgalinden bu güne kadar Filistinliler
‘uygar dünyanın’ gözleri önünde birçok katliama uğradı.
BM’in aldığı kararlar hiçe sayıldı. Irak’a sözüm ona
demokrasi götüren ABD, İsrail’in insanlık suçlarını yok
saydı. Ve en son Gazze işgalinden sonra bir buçuk milyon
Filistinli bir utanç kuşatması altında yaşıyor. Dolayısıyla
savaşı başlatan Filistinliler olmadı. Bu anlamda toprakları
işgal altında olan bir halka “neden İsrail’e roket
atıyorsunuz” sorusu baştan yanlıştır.
Filistinlilerin
attığı roketler sonucu kazayla ölen İsrail’li sivillerin de,
kaçırılan İsrailli gençlerin katledilmesinin de, İsrail’in
devasa gücüyle bombaladığı Gazze’de ölen sivillerin de
sorumlusu da İsrail’dir.
1948’den
bu güne kadar milyonlarca Filistinliyi anavatanlarından süren,
genç, yaşlı, kadın, çocuk on binlerce Filistinliyi katleden aynı
işgalci güçtür yani Siyonist İsrail devletidir.
Bir
zamanlar ben de Filistin kimliği taşıyordum. 12 Eylül darbesinden
sağ kurtulup Lübnan’a Filistin kamplarına geçmeyi başaran bir
avuç mülteciydik. Tabii giderek sayımız arttı. Ve o zamanki ruh
halimizle, bizi hemen her gün top ateşine tutan, uçakla bombalayan
İsrail’e karşı daha da bilenmiştik. Uzaktan duyduğumuz
trajedinin bir parçası olmuştuk. Ve ilk kez Arap ülkelerinin
ihanetlerini daha yakından sorgulamaya başlamıştık. Filistin
kamplarında İsrail’e karşı savaşan dünya devrimcileri vardı.
Solun parametrelerinden biri de, ‘mazlum halkların yanında yer
almaktır’ şiarını hayata geçiren bu sosyalistlerden birçoğu
İsrail saldırıları sonucu öldürüldü. İsrail saldırısında
yaralı yakalanan ve Siyonistlerin zindanlarında 8 yıl yatan yazar
Faik Bulut, “Biz İsrail’e karşı savaşırken, bugün şov
yapan Erdoğan ve çevresi ortada yoktu” diyor. Gerçekten 68 ve 78
kuşağından Türkiyeli devrimciler sadece oturdukları yerden ‘one
minute’ diye şov yapmadılar. Bizzat savaşın içinde
Filistinlilerle aynı cephede yer aldılar.
İsrail’in
saldırılarına karşı Türkiye’nin birçok yerinde eylemler
yapılıyor. Bunlardan “Filistin İçin İsrail'e Karşı Boykot
Girişimi”nin adına (İstanbul’da birçok grupla ortak
düzenledikleri eylemde) konuşan Ayşe Düzkan, İsrail'in havadan
saldırılarından sonra kara harekatına başladığını belirtti.
"Filistinliler ise tüm bu saldırganlığa karşı tek vücut
direniyor. Dablu'dan El Halil'e, Cenin'den, Nasıra'ya, Hayfa'dan
Gazze'ye, Kudüs'ten diasporadaki mülteci kamplarına kadar Filistin
halkı ayaklandı, direnişini sürdürüyor" diyen Ayşe
Düzkan, "İsrail Filistinlilere ve insanlığa karşı işlediği
hiçbir suçtan dolayı kendisinden hesap sorulmadığı suç
işlemeye devam ediyor" dedi. Filistin halkının yalnız
olmadığını belirten Düzkan, dünyanın beş kıtasında tüm
halkların Filistin için ayakta olduğunu söyledi. Düzkan şöyle
konuştu:
"Filistin
halkına karşı saldırganlığın durması, Gazze ablukasının
kaldırılması için İsrail ırkçılığını durdurmak için,
Filistinli mültecilerin yurtlarına geri dönmesi için, Batı Şeria
ve Gazze'nin işgaline son vermek için, İsrail vatandaşı
Filistinlilere uygulanan ırk ayrımcılığına son vermek için,
Filistin ulusunun kendi kaderini tayini için, İsrail ile tüm
askeri, ticari, diplomatik, akademik, kültürel ilişkilere son
verilsin!"[i]
’12
Eylül ve Filistin Günlüğü’[ii] adlı kitabımda, 1972′den bu
güne kadar Filistinlerin safında savaşırken hayatını kaybeden
Türkiyeli devrimcilerin tümünün ismini bulup (belki birkaç
eksikle ilk defa toplu halde) yayınlama onuruna sahip oldum. Benim
eksikliklerimi 22 Haziran 2014’te kaybettiğimiz Hasan Mantıcı
“Filistin Güncesi”[iii] adlı kitabında tamamladı. Bu yazı
vesilesiyle Hasan Mantıcı ile birlikte hazırladığımız o
listeyi bir kez daha veriyorum. Ve yeniden ikinci vatanım olan,
Sularını içtiğimi tuz ekmeklerini yediğim Filistin halkının
meşru mücadelesini desteklediğimi duyuruyor, onların en sevdiğim
sloganlarıyla yazımı bitiriyorum: “Savra Hatta Nasır”. Yani
“Zafere Kadar Devrim.”
İsrail’e
karşı savaş sürecinde hayatını kaybeden Türkiyeli devrimciler:
1972
yılından bugüne kadar, İsrail’e karşı savaş sürecinde
hayatını kaybeden, Türkiyeli (Türk-Kürt, Arap ve diğer etnik
kökenden) devrimcilerden ulaşabildiklerimizin isimleri ve ölüm
tarihleri:
AHMET
ÇELİK 1969
ALİ
KİRAZ 1972
BORA
GÖZEN 1973
AHMET
ÖZDEMİR 1973
CAFER
TOPÇU 1973
GÜROL
İLBAN 1973
KERİM
ÖZTÜRK 1973
ŞÜKRÜ
ÖKTÜ 1973
YÜCEL
ÖZBEK 1973
HÜSEYİN
GÖKDEMİR 1981
KEMAL
ERGİN 1981
MUSTAFA
KESKİN 1982
AHMET
ÇOLAK 1982
İMAM
ATEŞ 1982
MUSTAFA
ÇETİNER 1982
VELİ
ÇAKMAK 1982
MEHMET
ATMACA 1982
İSMET
ÖZKAN 1982
KEMAL
ÇELİK 1982
ABDULLAH
KUMRAL 1982
SÜLEYMAN
TUĞCU 1982
EMİN
YAŞAR 1982
ŞERİ
ARAS 1982
MUSTAFA
MARANGOZ 1982
ŞAHABETTİN
KURT 1982
İRFAN
AY 1982
SEMİH
ÖZBAY 1983
SÜLEYMAN
KILIÇ 1983
HANNA
MAPTUNOĞLU 1984
VEDAT
ERDAL 1984
SELAHATTİN
KAYA 1984
KUVVETTİN
KÜLEKÇİ 1984
CEVAT
SAİM ÇELEN 1986
ALİ
SABAN 1987
CEVDET
KILIÇ 1987
SEMİH
ÖZAL (FAİK) 1995
–-------------
Not:
Ekte Atlas Tarih dergisinde yayınlanan fotoğrafta ayakta
görülen: Cevat Saim Çelen. Oturanlar soldan sağa: Ahmet Çolak,
Adil Okay, Mehmet Kırbaç, Zekeriya Mem, Ahmet Yiğenler.
1981.
Lübnan Sur kenti Filistin kamplarında çekilen bu fotoğrafta
görülen 6 kişiden sadece Adil Okay ve Zekeriya Mem ve fotoğrafı
çeken Ahmet Rende sağ kalmıştır. Sağ aşağıda FKÖ’nün
kimlik kartıda Deniz Gezmiş’e aittir.
[ii]
Adil Okay, 12 Eylül ve Filistin Günlüğü, Ütopya yayınevi,
Ankara 2009.
[iii]
Hasan Mantıcı, Filistin Güncesi, Ozan yayıncılık, İstanbul
2014.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder