Bülent TEKİN
Sonuçlanmak üzere davası olan bir adam vardı. Yargılama
süreci hep olumsuz gitmişti. Davanın adamın aleyhine sonuçlanacağı hemen hemen
kesin gibiydi.
“ Davayı kaybedersem mahvolurum,” dedi adam arkadaşlarına
üzgünce. “Dava neredeyse karara kaldı. Kaybedersem bitirirler beni, yok
olurum…”
“Gel sana bir avukat bulalım. Eski avukatını da azlet!” dedi
arkadaşlarından biri. “Her davayı kazanan ünlü bir avukat tanıyorum.”
“ Ben de onu tanıyorum,” dedi diğer bir arkadaşı, “hukuk
dalında ün yapmış bir avukattır. Ne yapıp yapıp davayı kazanır o!”
Adam, diğer dostlarının da aynı avukatı önermeleri üzerine,
kendi avukatını azlederek o ünlü avukata vekâlet verir. Böylece huzur içerisinde
yargılama sonunu bekler. Epeyce ekonomik kaybı olmuştur ama, “olsun,” der adam
kendi kendine, “şayet davayı kaybedersem uğrayacağım zarar telafi edilemeyecek
nitelikte olur!”
Ve nihayet mahkeme günü gelir çatar. Adam çok heyecanlıydı,
avukatıyla beraber mahkeme koridorunda volta atarken zaman durmuştu sanki.
Neyse ki mübaşirin sesiyle biraz kendine gelir:
“Adam ve avukatı!..”
Avukat önde adam arkada mahkeme salonuna girerler. Celse
açılır ve yargılama başlar. Avukat tüm yeteneğini ve hukuk bilgisini duruşmada
konuşturur. Ama sonuç nafiledir. Yargıç kararı okur: Avukat davayı kaybeder.
Evet…Evet…Her davayı kazanan avukat bu davayı kaybetmişti.
Adam şoktaydı. Mahkeme salonundan avukatının arkasından
nasıl çıktığını bilemez. Kanı donmuştu adamın, ne yaptığının ayırdında değildi.
Avukatsa adama bakmıyordu bile. Ağzından tek bir kelime çıkmamıştı avukatın.
Avukat önde, adam arkasında bir süre adliye koridorunda yürüdüler ve avukat
baro odasına girdi aniden. Avukatlık cübbesini çıkardı, çantasına yerleştirdi
güzelce. Adam onu koridorda bekledi. Çok geçmeden avukatın odadan hızla
çıktığını gören adam peşine takıldı. Avukat adliye binasından dışarı
çıkmaktaydı. Avukat önde, müvekkil arkasında kan ter içinde koştu bir süre.
Sonunda avukatın yanına yaklaşmayı başaran adam, kanı başına sıçrar bir şekilde
konuştu:
“ Hani her davayı kazanıyordun? İşte benim davamı
kaybettin!”
O ana dek dava sonucuyla ilgili tek kelime etmemiş ve
müvekkilinin yüzüne bakmamış avukat aniden durdu ve konuştuğunda-karşısındakini
suçlar gibi?-yüzü hafifçe gülümsüyordu:
“Müvekkil! Aslında davayı ben kaybetmedim. Sen kaybettin!”
----------
Web site: http://www.bulenttekin.net/
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder